Burun Estetiği Ameliyatları Hakkında
Yanlış Bilinenler
Hastalarımın görüşme esnasında bana en sık sorduğu sorulardan biri ‘burnum ameliyattan sonra düşecek mi?’ oluyor. Burada düşmekten kasıt burun sırtında çökme olması. Burnu taşıyan septum kıkırdağından aşırı miktarda çıkarılmazsa ve burun sırtını taşıyan kısımlar çıkarılmazsa; burunda ameliyattan 20 yıl sonra bile düşme olmaz. Günümüzün ‘yapısal rinoplasti’ yöntemi ile yapılan burun ameliyatlarından sonra bu tarz komplikasyonlar gözlenmemektedir. Bu yöntemi hastalarıma anlatırken şu örneği veriyorum: Nasıl ki bir binayı yaparken, binayı taşıyacak kolon ve kirişler, mühendislik ve fizik hesapları ile belirli bir güçte yapılıyorsa; biz de burnu yaparken burnu taşıyan mevcut yapıları koruyoruz ve bu yapıları güçlendiriyoruz. Böylece üstüne kurduğumuz çatıyı taşıyacak güçte bir yapı oluşturuyoruz. Günümüz estetik burun ameliyatı konseptinde amacımız; güçlü, doğal ve dengeli bir burun oluştururken; fonksiyonları korumak, bunun yanında uzun dönemde burunda çökmeler ve eğrilikler oluşmasının önüne geçmektir.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi ‘sağlıklı bir nefesin ilk şartı sağlıklı bir burundur’.Çevrenizde mutlaka ‘estetik burun ameliyatı oldum ama hala nefes alamıyorum burun tıkanıklığım arttı’ diyen insanlar vardır. Bu hastalara ben ve meslektaşlarım sık olarak rastlıyoruz. Bu hastaların çok büyük çoğunluğunda daha önceden burun içinde olan burun tıkanıklığı yaratan neden atlanarak burnun sadece dış görünümünü değiştirmek için bir ameliyat yapılmışken. Bir kısmındaysa daha önceden burun tıkanıklığı yokken, yapılan ameliyatta burun kıkırdaklarının aşırı çıkarılması sonucu, burun yan duvarlarında güçsüzlük ve nefes alırken burun yan duvarlarında içe çökme meydana gelmiş oluyor. Bu hastalarda genellikle bu sorunu çözmek için ikinci bir ameliyat gerekmektedir. Ancak bu durum genellenmemelidir. Günümüzde uygulanan ‘yapısal rinoplasti’ konsepti ile nefes alma açısından hem burun içi hem de burun dışı bozukluklar beraber değerlendirilmektedir. Böylece burun içindeki kemik, kıkırdak eğrilikleri ile burun dışında burun tıkanıklığı yaratan eğrilikler, çökmeler, burun ucu düşüklükleri, burun orta çatı ve yan duvar zayıflıkları gibi şekil bozukluklarını aynı ameliyatta düzeltiyoruz. Burun tıkanıklığı şikâyeti ile bana başvuran burun dış yapısında da bozukluk olan hastalarıma sağlıklı nefes alabilmesi için estetik burun ameliyatı öneriyorum, böylece burnun hem içi hem de dışını tek bir ameliyatla düzeltebiliyoruz. Böylece hasta hem daha iyi nefes alıp verdiği bir burna kavuşarak sağlığını geliştiriyor hem de estetik olarak yüzü ile uyumlu, dengeli bir burna kavuşarak görünümünü geliştiriyor.
İşte burun ameliyatlarının en korkulan kısmı… Tampon. Hastaların ‘beynimi çektiler doktor bey’ , ‘çek çek bitmedi’ dedikleri gazlı bez tamponları artık kullanılmıyor. Bu tamponlar çok eskilerde kaldı ve gerçekten rahatsız edici idi. Artık iki tip tampon kullanıyoruz, bunlardan ilki merocell denen ve süngerimsi bir madde, ikincisi ve benim genellikle tercih ettiğim; silikondan yapılmış hava yollu,splint denilen yaprak tarzı tamponlar.Bu tamponların burundan çıkarılması çok kolay ve hasta hiç ağrı duymuyor.Bu tamponlar ayrıca ameliyat sonrası burun içi yapışıklık oluşmasını da engelliyor.
Gün içinde yolda, cafede, alışveriş merkezinde aşırı kalkık, sırtı çok oyulmuş, çok küçültülmüş burunları benim gibi sizler de görüyorsunuzdur. Bu durumda ‘benim burnum da bu şekilde mi olacak’ diye endişelenmeniz çok doğal. Ancak şunu bilmelisiniz ki bu burunlar eski moda 1960 -70 arasında moda olan burunlar. O zamanlardaki moda dergileriyle şimdikileri karşılaştırdığınızda anlatmak istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Günümüzde çok aşırı kalkık sırtı kayık gibi oyulmuş, küçük burunlar yani ‘ameliyatlı’ görünümü olan burunlar ne hastalar ne de doktorlar tarafından tercih edilmiyor. Günümüzde burun sırtı çok oyulmamış, aşırı kalkık olmayan hem yüzün diğer unsurları ile uyumlu hem de kendi içinde dengeli ‘dogal’ görünümlü burunlar tercih ediliyor. Ameliyat felsefesi de kıkırdak ve kemikleri çıkarıp atmaktansa, iyiyi koruyup gereken yerlere ek yapmak, burun içi kıkırdaklarının yerlerini değiştirmek üzerine kuruluyor.
Eski yıllarda hekimler yaz aylarında ameliyat yapmazlarmış. Bunun nedeni sıcakta kanamanın daha fazla olması ve sıcakta ince işler yapmanın daha da zor hale gelmesiymiş. Ancak günümüzde hem ameliyathaneler hem de hasta odalarında klima sistemleri mevcuttur ve yazın ameliyat olmaya herhangi bir mani yoktur.
Günümüzün estetik yüz konseptlerine göre bayan ve erkeğin ideal yüz özellikleri farklılıklar gösterir, bayan burnu erkek burnuna göre 5-15 derece daha kalkıktır, ayrıca bayan burnunun sırtının yaklaşık 1-2 mm kavisli iken erkek burnu kökünden ucuna kadar dümdüz iner. Estetik burun ameliyatlarınının neredeyse %50 sini erkekler oluşturmaktadır. Eğer ameliyat sırasında yukarıda bahsettiğim erkek burnu özelliklerine uygun bir burun yapılırsa, bayan burnu gibi gözükmesinin aksine sizi daha erkeksi gösterecektir.
Özellikle kronik sinüzit uzun süren bir hastalık olmasına rağmen iyi planlanmış en az 2 aylık bir ilaç tedavisine yanıt verebilir. Eğer vermezse hastanın paranazal sinüslerinin tomografisi incelenerek, patolojinin yeri ve yayılımı belirlenir ve yapılacak ameliyat planlanır. Endoskopik sinüs cerrahisi kronik sinüzit tedavisinde çok başarılı ve minimal invaziv bir yöntemdir. Yani kısacası sinüzit kalp hastalığı, şeker hastalığı gibi ömür boyu süren bir hastalık değildir.